Divâne: 1. Deli, kaçık, budala 2. (mecaz) Bir şeye çok düşkün olan / Yazı: 1. Kır ova, düzlük 2. Kader, alın yazısı / Yar: Sevgili, aşık / Kelâm: Söz, laf / Hoyrat: Kaba, kırıcı ve hırpalayıcı / Kıymat: Değer, paha, kıymet / Nar: Ateş / Cemâl: Yüz, çehre / Yâd: Gurbet, Uzak / Mâh: Halk edebiyatında ay yüzlü sevgili anlamında kullanılan
kelimedir / Felek: Felek / Dem-i devrân: Dünya demi (Devir zamanı) / Ferâce: Anadoluda kadınların sokakta giydikleri, mantoya benzer, arkası bol, yakasız, çoğu kez eteklere kadar uzayan üst giysisi / Men: Ben / Cevan: Genç, delikanlı, civan / Neğme: Nağme / Zâr: Acı, keder / Lokman Hekim: Kur'an da adı geçen efsanevi doktor / Hazan: Sonbahar, güz / Ervâh- ezel: Ruhların ilk yaratıldığı zaman / Levh-i kalem: İslam'a göre, üzerine insan kaderinin, olmuş ve olacakların yazılı olduğu ilahi levhayı, levh-i mahfuzu yazan kalem anlamına gelir / Kıl-ü kâl: Dedi, der anlamlarına gelen iki arapça kelimenin kelimenin birleşmesiyle oluşan, arkadan çekiştirme ve dedikodu anlamına gelen sözcükler / Arzuhâl: Dilekçe, istida / Ürüzgâr: Rüzgar / İkbâl: Baht açıklığı / Tecellî: 1. Belirme, görünme, ortaya çıkma, zuhur etme, meydana çıkma 2. Tanrı'nın insanlarda ve doğada görünmesi 3.Alın yazısı, kader / Ciran: Komşu / Pismam: Amca oğlu / Dibêjî: Söyle / Nabêji: Söyleme / Dil: Gönül / Av: Su / Takât: Başarabilme gücü, güç, derman, kuvvet / Menend: Eş, benzer / Kadd: boy, bos / Kâmet: Ayağa kalkmak, durmak, düzgün ve itidal üzere olmak / Mestâne: Sarhoş gibi, kendinden geçmişçesine / Biçâre: Çaresiz / Meftûn: Aşık, tutkun, gönül vermiş / Adû: Düşman
Nail Yurtsever ağabeyime ve dayıma.
Büyük usta Neşet Ertaş anısına.
Büyük usta Yaşar Kemal anısına.