Bu Albümün Hikayesi
Sirkeci - Halkalı namıyla maruf demirden hat, benim diyen 'minia-bilmemne'den misli misli gerçek bir 'küçültülmüş dünya'dır. Tren uykulu uykulu kıvrılırken rayda, istediğin ve istemediğin herşey sağlı sollu çarpar gözüne. Neyi istediğin sana kalmıştır tabii.
Misal puslu bir sabah körü Cankurtaran'dan telaşla yola düşen genç kadını görebilirsin istersen; gözlerinden bitkinlik akar da nasıl uğraşır, anlamasın diye kimsecikler. Eğer onu görürsen Kumkapı'dan sallana sallana aynı vagona iştirak eden işportacıyı da göreceksin; bir gözü sağa bakarken ötekisi soldadır. Evet evet, mes'ud bir şaşıdır hazret, iyice görmek için her bi yanı.
Sonra o gözlerden birinin kadının iki gözünde olduğunu göreceksin, iç çekişler gelecek kulağına... Bir oluşlarına şahit olacaksın. Yenikapı'da dünyayı delik deşik eden makinelere ettikleri okkalı küfürleri duyacak, Samatya'da yüzyılın en afili hayaletlerine onlarla birlikte selam duracaksın... Sonra... Sonra Bakırköy'de duracak tren. Cümbür cemaat, çalgı çengi bizi göreceksin... Sonunda bir punduna getirip kaçabilmiş olmanın coşkusunda... ve tren ola devam edecek... Üstünden geçtiği tüm köprüleri havalara uçurarak...