Medium metin ozulku sarkilarla a kadir

Heykeltraş değildik ki, heykellerini yapıp, onları İstanbul'un, Ankara'nın diğer kentlerimizin meydanlarına dikelim. Kaidelerine birer şiirini kazalım, onbinlerin, yüzbinlerin ötesinde milyonlar da tanısın, okusun diye. Heykeltraş olsak da, gücümüz yeter miydi buna, böyle bir işe, o ayrı bir konu.. Ama kırk yıllık şiirli yaşamında herkes anladığı biçimde kurcalamış, bir el atmıştı ya A. KADİR'e.. İşte o zaman bir kere de biz kurcalamalıydık onu.. Daha öncekilerin aksine hem acı vermeden hem de sıkmadan kurcalıyacaktık A. KADİR'i.. Çünkü buna zorunluyduk, borçluyduk bir bakıma. Ondan öğrendiklerimizi kendimize saklamaktan çok, başkalarına da iletmeliydlk.

Dünyayı ve şiirlerini onun derlemelerinden tanımış, Mevlana'yı, Hayyam`ı, Tevfik Fikret'i onun yenileştirmelerinden öğrenmiştik. Anadilimiz, Türkçemiz, daha sıcak, daha yakındı bize onun yazılarında. Kaldı ki, A. KADİR'e borcumuz daha önceden. kendi şiirlerini ilk kez okuduğumuzdan, “Bu ne bitmez yolmuş deme"yle ilk karşılaşmamızdandı. Herşeyin bittiğini sandığımız bir anda, yaşamımızda umut ve yarın sözcüklerine inancımızı yitirdiğimizde A. KADİR şiiri bize terketmek
yerine sımsıkı sarılmayı, direnmeyi öğretmiş, umut kapılarının hangi koşulda olursa olsun açılabileceğini göstermişti. Bugün hala umutla yaşıyorsak bunun büyük payı A. KADİR şiirinindi.

İşte bu düşüncelerle dalıverdik A. KADİR şiirlerinin, kitaplarının içine müzikle. Ustaca bir perdeye basış, kıvrak bir vuruş gibi klişe estetik değerlerini bir yana bırakıp, sazımızı, gitarımızı, davulumuzu, A. KADİR`in çok kolay anlaşılan dilini müzikle aktarabilmek için kullandık. A. KADİR'in tepeden bakmayan, içimizden kopan, sözüne uyan bir müzik yapmaya çalıştık.

A. KADİR'i tanıyan, bilen, okuyan için değil bu çabamız. Onlara gücümüz yetmez, ne müziğimiz, ne yazımız, ne sözümüz A. KADİR'i anlatmaya. Ama dinlerlerse. ne güzel. Mutlu oluruz, seviniriz, gururlanırız. Amacımız A. KADİR`i hiç okumamış olanlara, okuma alışkanlığı edinmemiş olanlara onun şiirini. onun sözünü en kolay iletişim yolu, müzikle aktarmak. Çünkü inanıyoruz ki, A. KADİR şiiri, bizim nasıl yeniden yaşama sımsıkı sarılmamıza neden olduysa, umudunu, inancını
yitirmiş herkesi de aynı biçimde etkileyebilecektir.

Eğer onbin, ya da yüzbin kişi yerine bugün A. KADİR`i daha çok insanımız, gencimlz, yaşlımız tanısaydı, o zaman birbirimize karşı ilişkilerimizde de daha insancıl, daha hoşgörülü, daha yumuşak olacak, dünyaya daha iyimser bakacak, bugünü yarının umuduna daha lazla inanarak yaşayacaktık. Boşvercilik, adamsendeciiik yerine daha sorumlu, kendimize ve çevremize daha sıkı sarılacak, daha saygılı olacaktık. Kısaca, bugünün üstünde daha güzel bir ortam kuracaktık kendimize..

Metin Özülkü ile bu çalışmanın, bu uzunçaların temelini 1982'nin Mayıs sonunda attık. “Neden A. Kadir?" sorusu gibi, "Neden Metin?" sorusu da çok sorulduğu için, buna burada bir açıklık getirmek istiyorum. Batıya özenenler, birer misyoner gibi çalışanlar biryanda, cehaleti sanat ya da arabesk diye alkışlatanlar diğer yanda, öz kaynaklarımızın bekçiliğini yapma sevdasıyla çağın gerisinde tutmaya çaba harcayanların dorukta göründüğü, hatta özendirildiği bir ortamda yetişti Metin Özülkü. Ancak bu tarzların hiçbirine yönelmedi, ucuz, basit bir çıkış aramadı kendine. Belki biraz sıradan bir söz ama, “Müziğinin, şarkısının bir işe yaramasını isteğini" söyledi, tanışmamız sırasındaki sohbetlerimizde. Ve Mayıs 82'den şu günlere dek çalışmanın her katında gerek müzisyen, gerek şarkıcı olarak, titizlikle, sabırla katkıda bulundu, çalışmayı olumluya doğru yönlendirdi. Bu uzunçalarda hemen - hemen tüm çalgıları, “Sekiz Kanal Stüdyo" sisteminde çalarak, tek başına adeta bir orkestra görevini de başarıyla üstlendi. Kanımca Metin Özülkü, oldukça önemii bir başarı da elde etti. Bu uzunçaların gerçekleşmesinde ARI Yapım`dan Hayri Çalkılıç özellikle teknik konuda birçok engeli aşmamıza yardımcı oldu. Ses kayıtlarını özenle ve beklediğimizin üstünde bir çaba harcayarak Korkut Sarıgül gerçekleştirdi. Selda Bağcan, “Çocuklar Çiçekleri Umudumuzun"da ve “Sar Sıcak Sıcak"ta bizi oldukça duygulandıran bir istekle stüdyoya gelip, bize sazıyla güç kattı. Ve ÖNCÜ Plak'tan Oktay Görk, ta ilk günden beri ağır çalışma tempomuza moral desteği ile hız kazandırdı, hemen her konudaki sorunumuza çare aradı, aradı ve buldu. Herkese teşekkürler, sağolsunlar.

A.KADİR, ya da bizim sözümüzle Kadir Baba'dan, ilk iki şarkıyı “Bir Beşiktaş Tramvayı" ile “Deme"yi tamamladıktan sonra izin aldık. İtifaf edelim ki, yaşamımızda ilk kez bu denli heyecanlanmış, sanki çocuklaşmıştık... Kadir Baba ile tanışıp, şarkıları dinletmemizden sonra, ondan izinden fazla, tüm yapıtları
için “Devam" sözünü alınca, dünya bize verilseydi, vız gelirdi bunun yanında.

Sağol Kadir Baba..

Deniz İZGİ
27 Haziran, 1983
Cağaloğlu

--------------

A.KADİR’in 1943-1974 yılları arasında yazdığı şiirlerden beşine yer verildi....
Şiirlerin ilk dördü ‘’Mutlu Olmak Varken’’ adlı kitabında, beşincisi ‘’Filistin Şiiri’’ kitabının önsözünde yer almakta.

--------------

A.KADİR’in yenileştirme ve Türkçeleştirme çalışmalarından örneklere yer verildi. Dünyanın çeşitli ülkelerinin şairlerinin yapıtlarını Türkçeleştirmelerinden burada, ‘’Sonradan’’ ‘’Uzak Doğu’’ şiirinden alındı. Mevlana, Hayyam ve Tevfik Fikret yenileştirmelerinden de yine birer şiir müzikle ele alındı.

--------------

Bu uzunçaların kayıt çalışmaları 1982 Haziran’ından başladı, aynı yılın Kasım sonunda tamamlandı... Stüdyoda dokuz şarkının çalgı ve ses kayıtları için toplam 100 saat çalışıldı.

Bazı şiirlerde, söz ve müzik uyumunu sağlamak için A.KADİR’in bilgisine başvurularak, hece sınırında kalan değişiklikler yapıldı.

Davul, perdesiz bas, elektro/akustik gitar, 12 teli gitar, Korg, Mini Korg, Roland String, Crumar String, vurmalı çalgıları Metin Özülkü kullandı. Deniz İzgi zaman zaman 12-telli gitar çalıp, vokalleri yaptı. Selda Bağcan saz çaldı.


ekleyen: ymuse