Gezgin'i yayınlamam konusunda beni cesaretlendiren biricik eşime...
Çocukluğumdan beri büyülenerek dinlediğim Rus halk şarkılarının esiniyle bu valsi yazarken "bayan" adı verilen Rus akordeonunun dokunaklı sesi de hep kulaklarımdaydı. Baboçka (Kelebek) Valsi'ni,
yakında yitirdiğimiz ünlü Rus şarkıcı, görkemli Lyudmila Zikina'ya adıyorum.
Bu 7/4 'lük şarkı o sabah bir anda içimden adeta fışkırıverdi. Deniz Ketencoğlu'nun yazdığı duygulu sözlerle elbette unutulmayan aşklar ve aşıklar için...
Çok gitmek istediğimiz hiç gidemediğimiz yerlerin özlemi aşkına !. Çağdaş Romen çingene müziği üstümde büyük izler bıraktı. Şarkıcı Pansetula Ferraru , akordeoncu Ionica Minune, Marcel Budala ve
daha pek çoklarına duyduğum derin sevgiyi anlatmak için bu ezgiyi besteledim.
Bir batı çalgısı olan akordeonla Anadolulu bir müzisyenin ilişkisi ne de zorludur !. Bir yandan Türk Müziği icrasında beni zaman zaman kısıtlayan akordeonum, öte yandan bu ille de doğulu duygularım..
Olanca ağırlığıyla bir Kasım hüznü. Yunan zeybetiko formunda bestelediğim 9/4 'lük ezgi.
Çocukluğumdan bu yana en çok beslendiğim geleneklerden biri olan Bulgar müziğinden bana kalanları birleştirdim bu dans havasında. Özellikle Kuzey Bulgaristan ezgileri kılavuzum oldu. Kopanitsa, Bulgaristan'ın Şop ve Trakya bölgelerinde yaygın, son derece canlı bir danstır. 11/16 'lık Bulgar dans havası kopanitsa formunda ezgi. Ritmik düzeni ise 2+2+3+2+2,
Halkla buluştuğum ilk büyük konserimi 13 Haziran 1993'de Ayvalık - Cunda'da verdim. Kalabalık bir seyirci kitlesi izledi beni. Hatta bir kısmı da denizden izledi.; kayıklardan ve bir kum kepçesinin içinden. Bir "ağır kasap havası" olan bu ezgiyi yola koyulduğum yer olan Cunda'ya ve o zaman beni heyecanla kucaklayan dostlarıma armağan ediyorum.
Türkçe sözlü bir Rebetiko. Bir çok rebetiko şarkısında geçen oyuna getirilme ve mahçupluk temasını işledim bu şarkıda.
Savaş yıllarının İzmir'inde geçen bir tiyatro oyunu için bestelediğim bir ezgi. İşgal yıllarında İzmirli Türklerle Rumların inişli çıkışlı yaşamlarına göndermeler yapmak istediğim bu ezgi hicazkâr makamında ve orta bölümde 9/4 'lük bir zeybek havası yer alıyor.
2005 Ağustos'unda Sao Paolo'da Rua Augusta adlı caddede eşimle geçirdiğimiz günlerin tatlı anısı için !. Kuzeydoğu Brezilya folklorundan pek çok esin taşıyan bu ezgiyi "chorinho" formunda besteledim. Chorinho, Brezilya'nın en eski çalgısal halk müziği türüdür. En parlak dönemini 1930'larda yaşayan chorinho, bugün de genç kuşağın ilgi duyduğu bir tür olmayı sürdürüyor. Vurmalı çalgılarıyla bu ezgiye can veren ünlü Brezilyalı perküsyon ustası Joao Prahyba'ya adıyorum Rua Augusta'yı.
Bu ezgiyi, kanımca en duygulu ezgileri bestelemiş olan Yunanlı besteci Stavros Kuyumcis'e adıyorum. 26 yaşındayım, yaşam pek kolay değildi. Bir sabah sevgili dostum, değerli müzisyen Cengiz Onural'la yürüyüş yaparken bu ezgiyi beraber ortaya çıkardık.
Pek çok müzisyen besteleriyle İstanbu'da dolaştırmıştır dinleyiciyi. Bu da benden rahat, kaygısız, akıp giden bir İstanbul gezisi.
Bu ezgide, caz-vals ritmini kürdi makamıyla buluşturdum. Biraz doğulu biraz batılı, ama ne doğulu ne de batılı; belki de bizim gibi...
Çocukluğumda radyoda Mustafa Kandıralı ya da Kadri Şençalar ve saz arkadaşlarından oyun havaları başladığında babam çok keyiflenirdi. İzmir - Tire'deki sokağımız Çaprazlı'nın adını verdiğim bu çiftetelliyi 2004'de yitirdiğim babam Halit Ketencoğlu'na adıyorum.
Yunanlı yönetmen, söz yazarı değerli dostumuz George Kordellas'ın Gül Kokusu'na yazdığı bu Yunanca şiir o kadar güzeldi ki siz de dinleyin istedik.