19 Ekim 1979’da Eskişehir’de doğdu. 8 yaşında Eskişehir Anadolu Üniversitesi Çocuk Korosu’na girdi. Tek hayali konservatuardı ama babası oraya torpille girilebileceğine inandığı ve bu nedenle giremezse oğlunun çok üzüleceğini düşündüğü için onu bu düşünceden uzaklaştırıyordu. Ailesini zorla ikna ederek konservatuar sınavına girdi ve viyola bölümünü kazandı. Üzerinde eğitileceği enstrüman hakkında ailesiyle birlikte ansiklopedi karıştırarak bilgi sahibi oldu. Çünkü viyolayı hiç tanımıyordu. 11 yaşında konservatuarda yatılı olarak okumak için Ankara’ya gitti. 16 yaşındayken gitar çalıp, şarkı söyleyerek ilk parasını kazanmaya başladı. İlk bar çalışmaları sayesinde biraz popüler olunca şımardı ve şartlar öne sürmeye başladı. İşine son verildi ve işsiz kaldı. Kendisine yine barlarda iş buldu. Gece 24’de sahne alıp, sabahın ilk ışıklarında sahneden iniyordu. 5 kişilik orkestrası ile yine popüler oldu.

Ankaralı müzikseverler 10 yıl boyunca Özgün’ü sahnede izlediler. Geceleri geç yattığı için viyola çalışmaları etkilenmeye başlamıştı. Viyoladan çok, şarkı söylemeye zaman ayırıyordu.

Mezuniyet döneminde “ya mezun olamazsam” korkusuyla kendini okulun çalışma odasına kapattı ve sabahlara kadar viyola çalıştı. Sınava girince bütün kaygıları ve sıkıntıları geride kaldı. 100 üzerinden 99 puanla mezun oldu. Ankara’da Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nda sözleşmeli çalışmaya başladı. Bu arada Polonya’ya gidip master class’lara katıldı. Dönüşünde okulun oda orkestrasında da çalışmaya başladı. Bir yanda Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası öte yandan bar çalışmaları… Büyük bir ikilem yaşadı. Senfonide kadro açılma ihtimali azalınca klasik müzikten uzaklaştı. Söz ve müzik yazan sanatçılara hayranlık duyuyordu. Kendisini yokladı, besteci kimliği onu başka bir yöne çekiyordu. İçinden gelen sese kulak verdi.

2003 senesinde Türkiye’nin iyi müzik yapan müzisyenlerinden ve sevilen pop starlarından biri olmaya kesin karar verdi ve ilk albümü için hazırlıklara başladı. 2005’te yoğun bir çalışma dönemi sonrası “Elveda” ile müzik dünyasına “merhaba” dedi. Albümde 7 şarkının sözü, 5 şarkının da bestesi Özgün’e ait. Bu albümden 6 şarkıya klip çekti. Bu şarkılar sırasıyla “Elveda” “Şeytan” “Yanarım” “Kandırman Lazım” “Günahkâr” “Aşk Çiçeği”.

2007’nin Kasım ayında “So The World May Hear” adlı Starkey Vakfı’nın orijinal şarkısını “Yurdumda Duymayan Kalmasın” diyerek Türkçe’ye çevirdi ve kampanyanın Türkiye’deki sesi oldu. Starkey Vakfı’nın Dünya Galası’nda Filiz Akın’la birlikte Türkiye’yi temsil etti.

Sanatçının yeni albümü “Nöbetçi Aşık” 2007’nin Temmuz ayında SM Gold’ etiketiyle piyasaya çıktı.

Kaynak: Last.fm

Bu sayfada bulunan metinlerin kaynağı sonunda belirtilmiştir. İçeriklerin hatalı ya da uygunsuz olduğunu düşünüyorsanız lütfen bizi bilgilendirin.