1957 yılında Edirne ili Keşan ilçesinde doğdu. Dramalı (Yunanistan) profesyonel bir zurnacı ailesinden gelmektedir. 1923’te mübadele sonucu Keşan’ın İbriktepe Köyü’ne yerleştiler, daha sonra Keşan’ın Yeni Mescit Mahallesi’ne taşındılar. Selim önce zurna çalmayı öğrendi, ancak 60’larda davul-zurnacı ailelerden gelen birçok genç, ince çalgı enstrümanlarını öğrenmeye başladığı sırada, o da klarnete geçti. On dört yaşındayken köy düğünlerinde ve panayırlarda çalmaya başladı. 80’lerde, daha büyük merkezlerde çalmaya giden Roman müzisyenlerine katılarak, müzik yeteneğini geliştirmek üzere İstanbul’a gitti. İstanbul’da, restoranlarda fasıl heyetlerinde, Ferhan Şensoy tiyatrosunun müzikallerinde, Romanlar’ın ve Roman olmayanların düğünlerinde çaldı ve birçok kayıt yaptı. 1998’de Brenna MacCrimmon ile birlikte Kanada turnesine katılarak Türk Romanları’nı ve kendi Rumeli kökenlerini temsil etti.
Zengin müzikal deneyimleri sonunda, bölgeye ait zengin bir repertuar ve çalma tarzı edinerek, canlı bir arşiv niteliği kazandı. Gerek Romanlar gerek Roman olmayanlar arasında, doğaçlamalardaki ustalığı ile hem düğün havalarının, hem de günün dans ezgilerinin baş yorumcusu olarak ünlendi. Selim Sesler, Almanya, Fransa ve İsveç ve Avrupa’nın pek çok kentinde önemli festivallere katıldı. Sanatçı son iki senedir Amerika’da özel konserler verip müzik atölyelerine eğitmen olarak katılıyor.
Fatih Akın’ın «Duvara Karşı» ve «İstanbul Hatırası» filmlerinde muzikleri yer almaktadır.
«Keşan’a Giden Yollar»
Albümdeki Enstrümanlar
Gırnata (Klarnet): Klarnet saray bandosuna 19. yüzyılın ilk yarısında girdi. 19. yüzyılın sonlarından başlayarak da, bütün Balkan bölgesindeki ince çalgı topluluklarının yöresel versiyonlarına uyarlandı. G (sol) klarnet Trakya, Marmara ve Ege bölgesinin kentlerinde ve kasabalarında çalınır. Trakya’da, G klarnet ince çalgı topluluklarının ayrılmaz bir öğesidir. Öyle ki, düğünde çalınan müziğin kalitesi solo klarnetçinin yeteneğiyle ölçülür. Klarnet, delikleri ve akordu fabrikada ayarlanmış bir çalgı olsa da, klarnetçiler delikleri Türk makam sistemine uydurmak için epeyce zaman harcar. Ayrıca, çeşitli dudak pozisyonları, üfleme teknikleri ve farklı parmak pozisyonları kullanırlar. Çoğu klarnetçi, zurnacı ailelerinden gelir ve eski klarnetçilerin tarzı, zurnacıların süsleme tekniklerini ve «sound»unu hatırlatır.
Keman:
Batılı bir çalgı olan keman, 18. yüzyılın ortalarında klasik Osmanlı müziği topluluklarından önce kent topluluklarına girmişti. Kent ve kasabalardaki popülerliğini hiç kaybetmediyse de, klasik Türk müziği topluluklarına yeniden girmesi 20. yüzyılda oldu. Bununla birlikte, 19. yüzyıldan itibaren keman, Balkanlar ve Anadolu’da, kent ve kasaba düğünlerinin ve şenliklerinin önemli bir çalgısı olarak görürüz.
Kanun:
Mızrapla çalınan bir tür «zither» olan kanun, klasik Osmanlı müziğine 16. yüzyıldan önce girmiş, ancak bugünkü biçimini 1760’larda almıştır. Daha sonra da, Anadolu ve Balkanlar’daki kentlerde Osmanlı klasik müziği topluluklarına uyarlanmıştır. 20. yüzyılın son dönemi boyunca, klasik Osmanlı, Türk sanat ve fasıl müziğinde varlığını sürdürürken, arabesk ve fantezi müzik gibi daha yeni kent müziği türlerine de girmiştir. Türkiye’nin Trakya bölgesindeki kasabalarda, zengin düğünlerinin yanı sıra, erkeklerin içki masalarında, meyhanelerde ve pavyonlarda çalınır.
Cümbüş:
Luta benzer, parmakla çalınan bir sazdır ve 1927’de Zeynel Abidin Bey tarafından, ud tarzında metal gövdeli bir saz olarak geliştirilmiş, 1930’da da patenti alınmıştır. Arap ülkelerinde, Anadolu’da ve Balkanlar’da udun daha pratik bir türü olarak kabul edilir. Dayanıklı metal gövdesiyle açıkhava düğünlerine ve şenliklerine daha uygun olduğundan, Anadolu ve Balkanlar’da ince sazın kent ve kasaba versiyonlarında udun yerini almıştır. Meyhanelerde, gazinolarda, düğünlerde çalan ince saz topluluklarının klasik ve folk versiyonlarında udun yerine kullanılır, ancak sesi uda göre biraz daha keskindir ve daha çok bir vurmalı gibi tınlar. Trakya’nın ince çalgı topluluklarında, Romanlar cümbüşle klasik Türk müziği şarkılarını, arabesk ve fantezi şarkıları, yöresel türküleri ve oturak havalarını çalarlar. Bunun yanı sıra, daha hızlı ve canlı oyun havalarında, cümbüşte, darbukayla senkop oluşturacak şekilde ritmik akorlarla dem tutulur ve buna «dempo» adı verilir.
Darbuka:
Elle çalınan kadeh biçiminde bir vurmalı olan bu çalgı, Anadolu ve Balkanlar’da çeşitli adlarla tanınır. Türkiye’nin Trakya bölgesindeki Roman müzisyenler, ince bir çubukla hafif vuruşlara dayalı ve daha tiz bir ses çıkaran, karmaşık bir çalma tekniği geliştirmişlerdir. Trakyalı müzisyenler çalma tekniğini çaldıkları türe göre değiştirirler: İçki masasında çalınan fasıl, arabesk, fantezi müzik, yöresel halk şarkıları için ellerini; dans müziği içinse, pes sesli el vuruşlarıyla birlikte çubuklarını kullanırlar (#8, 10).
Daire:
Geleneksel olarak, bu geniş kasnaklı çalgı erkek ya da kadın, profesyonel Roman müzisyenlerce çalındığı gibi, amatör Gacal ve Pomak müzisyenlerin şarkılarına da eşlik ederdi. Bir elek kasnağına gerili deri ve kasnağa takılı el yapımı zillerden oluşur. 90’lara kadar çengi denen profesyonel Roman kadın şarkıcılar tarafından kasaba ve köy düğünlerinin erkeklere kapalı kadın kadına eğlencelerinde (özellikle Malkara tarafında) ve ayrıca ince çalgı topluluklarının ilk biçimlerinde erkekler tarafından çalınırdı.
Davul:
Pes sesli, çift taraflı bir vurmalıdır ve eskiden beri Anadolu ve Balkanlar’daki zurnayla birlikte çalınır. Öyle ki, doğu ve orta Yunanistan’da olduğu gibi, Türkiye’nin Trakya bölgesinde de «davul» denince davul zurna ekibi kastedilir. Dans müziklerinde, davulun bir tarafı için kalın (tokmak), diğer tarafı için ince değnek (çubuk) kullanan davulcular, aynı zamanda icranın türüne göre, davulu oturup dizlerine yaslayarak ve ince tarafına elle vurarak ya da yöresel darbuka tekniğinde olduğu gibi hem çubuk hem de ellerini kullanarak çalarlar. Elle çalma tekniği daha çok kapalı mekanlarda ve erkeklerin içki masalarında kullanılır.
Kayıttaki Derlemeler Bu müzikal derleme, Keşan bölgesinde tören ve eğlencelere eşlik eden müzikler üzerine sesli bir araştırma niteliğindedir. ilk üç parça, düğünlerde çalınan başlıca üç tür müziği (dans müziği, tören müziği, içki masası müziği) temsil ederken, bir düğünün seyrini izlemektedir. Başlangıçta yer alan 9/8’lik karşılama türü, bu bölgenin tüm kent ve köy düğünlerindeki danslarda çalınan son dönem repertuarı yansıtır. Neşeli kutlamalardan sonra müzik, gelinin ellerine ve ayaklarına kına yakılması gibi törenlere eşlik eder. Gece ilerledikçe, içki masalarında oturanlar için oturak havaları çalınır
Albüme katkıda bulunanlar: Yapim: Hasan Saltik Mastering: Selçuk Yalçin Mastering: Kemal Cankaya Mastering: Ercan Akbay Yönetmen: Selim Sesler Yönetmen: Sonia Tamer Seeman Proje Sorumlusu: Sonia Tamer Seeman Arastirma: Sonia Tamer Seeman Ön Kapak Resim: Jon Stinger Türkçe Çeviri: Sumru Agiryürüyen Stüdyo Kayit ve Mix: Erman Pekbilen Stüdyo Kayit ve Mix: Murat Arslan Stüdyo Kayit ve Mix: Sitki Acim Stüdyo Kayit ve Mix: Ari Yapim Mastering: Stüdyo Audeon Grafik Tasarim: Gramen Reklamcilik Baski: FRS Matbacilik Yapim: Kalan Müzik
Enstrumanlar: Girnata: Selim Sesler Keman: Nusret Sute Kanun: Bülent Sesler Cümbüs: Turan Gümüs Darbuka: Selahattin Koçan Daire: Ramadan Borazan Davul: Ramadan Borazan
Kasetteki (CD) parçalar
1- Kiremit Bacalari / Nasti Usava 2-Dügün Havalari: Kina Havasi / Gelin Alma Havasi 3- Bir Sari Yilan 4- Ali Pasa 5- Biber Yedim 6- Aci Meleke 7- Babo 8- Köy Potpurisi: Istifalka / Gelserek / Arzu ile Kamber 9- Tulum 10- Patrona- Samiotisa 11- Hanim Ayse 12- Sari Gülüm Var Benim / Mahmutköy Karsilamasi 13- Nikriz Sirto 14- Alay Bey 15- Kampana Mori Mitro
Kaynak: Last.fm
Bu sayfada bulunan metinlerin kaynağı sonunda belirtilmiştir. İçeriklerin hatalı ya da uygunsuz olduğunu düşünüyorsanız lütfen bizi bilgilendirin.